Çocuklar aradı sabah. Analarının durumu iyi gibiymiş artık; eve geri geleceklermiş bugün. Felç olmuş ama iyi bakılırsa yıllarca yaşarmış. Bayramlardan başka zaman uğramayan hayırsızlar anaları fenalaşınca nasıl üşüştüler eve sinek gibi. İsteyince geliniyormuş demek ki... Aldılar götürdüler özel hastaneye. Benim kontrollerim için oraya gitmek israf; analarını on gündür yatırıyorlar orada. Ben de bu dağ başınca, in geçmez cin gelmez yerde, beş tane ihtiyarın yaşadığı köyle tavuk yemleyeyim! Koca karı orada hanımlar gibi yatsın; bana burada salak tavuklar!
Yemekler de güzeldir o hastanede. Dün menemen yapayım dedim, tuzu mu fazla kaçırdım nedir? Zehir gibi oldu, zehir! Onlarla gitmeme izin verselerdi ben de rahat ederdim hastanede ama yok! Tavuklar aç kalır! Salak tavuklar!
Ölüverir diye sevindiydim aslında... Beni burada bir başıma bırakamazlardı o zaman. Yanlarına alır çocuklardan biri... İyi bakarlar o zaman, anaları ölünce ben kıymete binerim. Ama ölmedi gitti koca karı! Felç kalmış kaskatı; yine de vermemiş canını... Yıllarca önüne iki tas yemek koydu diye şimdi hizmetçilik etmemi istiyor ona. Sırf işten gocunduğu için hastalanmıştır o... Bana yaptıracak bu yaştan sonra evin işini...
Yetmişi geçmişimdir artık ben de... Nasıl bakayım ben yatalak yaşlı karıya? İkimizi birden alır mı ki yanlarına çocuklar? Hasta diye ona iyi bakarlar da benim lokmamı sayarlar o zaman. Beni fazlalık görürler, işe yaramaz derler; koca karı yine hanım gibi bakılır...
Araba sesi geliyor; getirdiler analarını. Bak bak bak! Kucaklarda taşınıyor hanım; benim koluma girmez mendeburlar! Haftada iki gün kadın gelecekmiş aşağı köyden; yemeği, evin işini yapıp koca karıyı yıkayıp paklayacakmış. Ee... Yürüyemiyor ki bu; altına yapacak! Ben mi temizleyeceğim şimdi koskoca kadının kıçını? Yemeğini ağzına mı yedireceğim? Bıraktılar gittiler hemen! Bana nasıl olduğumu bile soran yok!
İlacı varmış bu gece verilecek analarının, unutmayayım diye arayacaklarmış. Bak! Bir isteğin var mı diye arayıp sormazlar; analarının ilacını hatırlatacaklarmış. Arıyorlar bak... Oldu, oldu... Bakarım, iyi bakarım... Al karı al, iç ilacını! Ne nazlanmak bu? Vallahi suratına çarpıveririm şu mübarek suyu! İç! Bu gecelik de tutuver götünü! Yarın kadın gelecekmiş, o temizlesin...
Saat sabahın körü daha, ne erken gelmiş be bu kadın... Bulaşığı toplamış etmiş bile şimdiden. Kahvaltı hazırlamış bak. Hah! Menemen böyle olur işte. Salak tavuklar bir işe yaramış sonunda! Koca karının yaptığından da güzel yapmış kadın. Hamarat kadın belli, eli de çabuk. Güçlü de; koca karıyı sırtladı, çevirdi, temizledi. Amma ihtimam şu karıya. Süzüldükçe süzüldü iyice...
Evi tertemiz etti, mis gibi... Koca karının elinin işinden de hayır gelmiyormuş da başka türlüsünü bilmeyince iyi zannediyormuşum... Kaldık mı yine baş başa koca karı! Üç gün sonra gelecekmiş bir daha... İç hadi şu ilacını iç...
Üstüme kalmayacak olsa vebalin ben sana böyle yemek mi yediririm hiç... Yedirdiğim kaşıkla kafana vurasım geliyor. İnlemeden yut şunu, yut! Kadının gelmesine iki gün var daha; leş gibi koktun şimdiden. Yanında durulmuyor! Zor mudur ki bunu temizlemek? Çocuk gibi de bezlemişler altını... Sıçmaya bile gitme e mi! Aman... Bu nasıl temizlenir? Sileyim derken de iyice de bulaştı her yanına... Bok tabii, bulaşır... Çocukların kulağına gitmeyecek olsa bırakır giderim ya kadın gelince seni böyle görürse kesin söyler çocuklara... Acımdan ölmeye bırakırlar beni bu dağ başında... Bir işe yaramadın gittin hayatta, bir de bana kıçını sildirdin koca karı...
Menemen yapasım vardı midem bulandı... Koca karıyı gördükçe burnuma bok kokusu geliyor. Saşak tavukları da yemlemek lazım... Sırf iş olsun bana! Sularını da devirmişler, salak bunlar... Hep söylerim, salak bu tavuklar! Kaymasam bari, taşların üzeri ıpıslak... Anam... Salak tavuklar! Kıçım!!! Kıçımı mı kırdım, belimi mi? Koca karı! Koca karı! Duysan da yaramazsın ki bir işe! Koca karı! Senin yüzünden başıma geldi bunlar; ölmedin gittin koca karı! Ey! Komşular! Hepiniz de ihtiyar! Hangi birinizin duyacak kulağı? Dağ başında unuttular gittiler beni! Salak tavuklar! Yediği yere sıçanlar! Kırıldı kesin; belim kırıldı! Komşular!
Yemekler de güzeldir o hastanede. Dün menemen yapayım dedim, tuzu mu fazla kaçırdım nedir? Zehir gibi oldu, zehir! Onlarla gitmeme izin verselerdi ben de rahat ederdim hastanede ama yok! Tavuklar aç kalır! Salak tavuklar!
Ölüverir diye sevindiydim aslında... Beni burada bir başıma bırakamazlardı o zaman. Yanlarına alır çocuklardan biri... İyi bakarlar o zaman, anaları ölünce ben kıymete binerim. Ama ölmedi gitti koca karı! Felç kalmış kaskatı; yine de vermemiş canını... Yıllarca önüne iki tas yemek koydu diye şimdi hizmetçilik etmemi istiyor ona. Sırf işten gocunduğu için hastalanmıştır o... Bana yaptıracak bu yaştan sonra evin işini...
Yetmişi geçmişimdir artık ben de... Nasıl bakayım ben yatalak yaşlı karıya? İkimizi birden alır mı ki yanlarına çocuklar? Hasta diye ona iyi bakarlar da benim lokmamı sayarlar o zaman. Beni fazlalık görürler, işe yaramaz derler; koca karı yine hanım gibi bakılır...
Araba sesi geliyor; getirdiler analarını. Bak bak bak! Kucaklarda taşınıyor hanım; benim koluma girmez mendeburlar! Haftada iki gün kadın gelecekmiş aşağı köyden; yemeği, evin işini yapıp koca karıyı yıkayıp paklayacakmış. Ee... Yürüyemiyor ki bu; altına yapacak! Ben mi temizleyeceğim şimdi koskoca kadının kıçını? Yemeğini ağzına mı yedireceğim? Bıraktılar gittiler hemen! Bana nasıl olduğumu bile soran yok!
İlacı varmış bu gece verilecek analarının, unutmayayım diye arayacaklarmış. Bak! Bir isteğin var mı diye arayıp sormazlar; analarının ilacını hatırlatacaklarmış. Arıyorlar bak... Oldu, oldu... Bakarım, iyi bakarım... Al karı al, iç ilacını! Ne nazlanmak bu? Vallahi suratına çarpıveririm şu mübarek suyu! İç! Bu gecelik de tutuver götünü! Yarın kadın gelecekmiş, o temizlesin...
Saat sabahın körü daha, ne erken gelmiş be bu kadın... Bulaşığı toplamış etmiş bile şimdiden. Kahvaltı hazırlamış bak. Hah! Menemen böyle olur işte. Salak tavuklar bir işe yaramış sonunda! Koca karının yaptığından da güzel yapmış kadın. Hamarat kadın belli, eli de çabuk. Güçlü de; koca karıyı sırtladı, çevirdi, temizledi. Amma ihtimam şu karıya. Süzüldükçe süzüldü iyice...
Evi tertemiz etti, mis gibi... Koca karının elinin işinden de hayır gelmiyormuş da başka türlüsünü bilmeyince iyi zannediyormuşum... Kaldık mı yine baş başa koca karı! Üç gün sonra gelecekmiş bir daha... İç hadi şu ilacını iç...
Üstüme kalmayacak olsa vebalin ben sana böyle yemek mi yediririm hiç... Yedirdiğim kaşıkla kafana vurasım geliyor. İnlemeden yut şunu, yut! Kadının gelmesine iki gün var daha; leş gibi koktun şimdiden. Yanında durulmuyor! Zor mudur ki bunu temizlemek? Çocuk gibi de bezlemişler altını... Sıçmaya bile gitme e mi! Aman... Bu nasıl temizlenir? Sileyim derken de iyice de bulaştı her yanına... Bok tabii, bulaşır... Çocukların kulağına gitmeyecek olsa bırakır giderim ya kadın gelince seni böyle görürse kesin söyler çocuklara... Acımdan ölmeye bırakırlar beni bu dağ başında... Bir işe yaramadın gittin hayatta, bir de bana kıçını sildirdin koca karı...
Menemen yapasım vardı midem bulandı... Koca karıyı gördükçe burnuma bok kokusu geliyor. Saşak tavukları da yemlemek lazım... Sırf iş olsun bana! Sularını da devirmişler, salak bunlar... Hep söylerim, salak bu tavuklar! Kaymasam bari, taşların üzeri ıpıslak... Anam... Salak tavuklar! Kıçım!!! Kıçımı mı kırdım, belimi mi? Koca karı! Koca karı! Duysan da yaramazsın ki bir işe! Koca karı! Senin yüzünden başıma geldi bunlar; ölmedin gittin koca karı! Ey! Komşular! Hepiniz de ihtiyar! Hangi birinizin duyacak kulağı? Dağ başında unuttular gittiler beni! Salak tavuklar! Yediği yere sıçanlar! Kırıldı kesin; belim kırıldı! Komşular!
Yorumlar
Yorum Gönder