Judith Malika Liberman ve Yeşim Cimcöz karantina süresinde herkese açık 13 günlük bir yazma deneyimi yayınladılar. Bu serüvenin son günündeki egzersizi çok sevdim. Ortaya çıkan hikaye bana tanıdık değildi. Böyle bir hikaye doğurabilmek beni çok heyecanlandırdı. 13 gün bitti ama benim yazma hevesim kat kat arttı. Sanalyazievi.com üzerinden yapılan atölyelerle kendi yazma egzersizlerimi sürdürmeye karar verdim. Bu sürecin bir belgesi olarak da bu blog hayata geldi. Burası benim için bir ödev defteri gibi düşünebiliriz. Öğretmenimin verdiği ödevleri heyecanla yapan, yakası kolalı bir kız çocuğu gibiyim; pembe de bir defterim var. Öyle de bir heyecan!
Bazı egzersizlerde zihin akışıyla yazmamız isteniyor. "Büyük saçmalamışım" utancı yaşamaktan kendimi kurtarabilmek için bu önbilgilendirmeyi kendi kendime yapma gereği hissettim. Belki güzel, büyük bir hazine bulurum diye her gün birer avuç toprak kaldırmaktan farkı yok burada yaptığım şeyin. Edebi bir eser değil ürettiğim, çok iyi yazdığımı da düşünmüyorum doğrusu. Çok anlam yüklemezsem yapacağım işte hayal kırıklığına daha az uğrarım hissi de yaşıyorum.
Zihnimden geçenleri ulu orta saçıvermenin, kimin elinin bunlara değeceğini bilmemenin gerginliği var şu an. Mesela çok iyi bir psikanalizci okuyormuş yazdıklarımı ve benimle ilgili utanç içinde boğulacağım bir çıkarımı oluyormuş. Kaygıya bak! Korkumdan kurtularak değil, korkumla beraber basıyorum yayınla tuşuna... Ve başlıyorum...
Bazı egzersizlerde zihin akışıyla yazmamız isteniyor. "Büyük saçmalamışım" utancı yaşamaktan kendimi kurtarabilmek için bu önbilgilendirmeyi kendi kendime yapma gereği hissettim. Belki güzel, büyük bir hazine bulurum diye her gün birer avuç toprak kaldırmaktan farkı yok burada yaptığım şeyin. Edebi bir eser değil ürettiğim, çok iyi yazdığımı da düşünmüyorum doğrusu. Çok anlam yüklemezsem yapacağım işte hayal kırıklığına daha az uğrarım hissi de yaşıyorum.
Zihnimden geçenleri ulu orta saçıvermenin, kimin elinin bunlara değeceğini bilmemenin gerginliği var şu an. Mesela çok iyi bir psikanalizci okuyormuş yazdıklarımı ve benimle ilgili utanç içinde boğulacağım bir çıkarımı oluyormuş. Kaygıya bak! Korkumdan kurtularak değil, korkumla beraber basıyorum yayınla tuşuna... Ve başlıyorum...
Yorumlar
Yorum Gönder